Text Practice Mode
İşe Neden Bisiklet ile Gitmeli?
created Sep 12th 2019, 06:07 by BurakYlmaz11746411
0
1193 words
1 completed
0
Rating visible after 3 or more votes
00:00
Kentinizi ve kendinizi değiştirmek sizin elinizde. Peki sizce de bisiklet dünyayı kurtarabilir mi?
Günümüzde ulaşımın şehirlerin en önde gelen sorunu olduğu hepimizin malumu. Şehirlerimizdeki bu “ulaşamama” sorunu aynı zamanda çevre ve sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Zaman ilerledikçe de şehirlerimizin bu konuda daha iyiye değil kötüye gidiyor olmasının sebebi, ulaşımı trafik kavramı ile karıştırıyor olmamız. Ulaşımı insanların hareketi olarak görmek, tanımlamak ve ona göre politikalar oluşturmak yerine otomobillerin hareketi olarak görmek sorunu çözmüyor. En büyük ulaşım altyapısı yatırımlarımız otomobil ile ulaşıma yönelik.
Öte yandan Avrupa, Amerika ve Asya kıtalarındaki birçok ülke, şehirlerinde yaşadıkları bu sorunu çözmek için birkaç ilke üzerinden hareket ediyorlar. Bu ilkeler: Şehir merkezlerinde daha az özel araç kullanımı,
Daha konforlu ve yaygın toplu ulaşım,
Daha çok bisikletli ulaşım altyapısı ve yaya alanları.
Bunu aynı zamanda daha çok yol yaparak değil, yol azaltarak yani "yol diyeti" yaparak yürütüyorlar. Ülkeler şehirlerindeki bazı büyük bulvarları yayalaştırarak hem kentlerini daha yaşanabilir sağlıklı bir çerçeveye taşımayı amaçlıyorlar hem de bisikletli ulaşım altyapısı yatırımlarını yıldan yıla arttırarak bisikleti, ulaşımın güçlü bir alternatifi haline getirmeye çalışıyorlar.
Şehirleri, gelecekte oluşacak kötü koşullardan kurtarabilecek ulaşım araçlarından en önemlisi olan bisikletin ve işe bisikletle gitmenin bireye ve kente sağladığı birçok fayda var. Aslında sadece işe değil; okula, alışverişe, arkadaşlar ile buluşmaya bisiklet ile gitmekten bahsediyoruz. O zaman gelin hep birlikte işe bisiklet ile gitmenin hem kişisel hem de toplumsal faydalarına bakalım.
Bisikletle Ulaşımın Toplumsal Faydaları
Öncelikle bir yerden bir yere ulaşmak için bisikletin selesine oturup pedal çevirmeye başladığınızda, enerji, çevre ve sağlık alanlarında toplum açısından olumlu bir döngüyü başlatmış oluyoruz. Gidilen her kilometre, dönen her pedal toplumsal fayda barındırıyor. Bu faydalar ölçülebilir ve tanımlanabilir faydalar üstelik.
2019'un başında ECF (European Cycling Federation) yani Avrupa Bisiklet Federasyonu tarafından yayınlanan “The Benefits of Cycling” yani “Bisiklete Binmenin Faydaları” isimli rapor, bu konuda bize oldukça çarpıcı veriler sunmakta. (1) Rapor, Avrupa Birliği ülkelerinde, bisikletli ulaşım sayesinde ortaya çıkan faydaları yapılan araştırmalar ve ölçümler çerçevesinde somutlaştırıyor. Rapor aynı zamanda geçtiğimiz günlerde Bisikletli Ulaşım Derneği (BİSUDER) tarafından Türkçeye çevrilerek kamuoyu ile paylaşıldı. (2)
Raporda 28 AB ülkesi AB-28 olarak nitelendirilmekte. İlk aşamada bütüncül bir bakış ile Avrupa’da bisikletin yıllık katkısının 150 milyar Euro olduğu belirtilmiş. Oldukça yüksek bir rakam değil mi? Belki de nasıl olur diyenleriniz vardır. Bunun yanında ulaşımdaki yansımaların, karayolu taşımacılığının çevre, sağlık ve hareketlilik alanlarındaki maliyetinin de 800 milyar Euro olduğunun da altını çiziyor. Bisiklete binmenin yararlarının somutlaştığı 9 temel başlık içermekte rapor. Bu başlıklar:Çevre ve İlkim
İş ve Ekonomi
Sosyal İlişkiler
Enerji ve Kaynaklar
Teknoloji ve Tasarım
Hareketlilik
Sağlık
Zaman ve Alan
Kültürel Çeşitlilik
Kısa kısa her başlığa dair bazı verileri ortaya koyarak ilerleyebiliriz. AB-28 ülkelerinde işe bisikletle gidip gelmenin 16 milyon ton karbon emisyonunu önlediği tespit edilmiş. Bu miktar, Hırvatistan’ın tam bir yıllık emisyon salınım değerine eşit.
İşe bisiklet ile gidenlerin azalttığı hava kirliliğinin değeri 435 milyon Euro. Hava kirliliğinin AB-28'de yılda 400 bin ölüme neden olduğu belirtiliyor.
Yıllık yakıt tasarrufu miktarı da 3 milyar litreden fazla. Bu miktar İrlanda’nın karayolları taşımacılığında bir yılda harcadığı miktara eşit. Bisiklet ile işe gitmek “akaryakıt fiyatlarına zam” haberlerine artık aldırmamamız da demek aynı zamanda.İşe bisiklet ile gitmenin AB-28 ülkelerinde yılda 18.100 erken ölümü önlediği belirtiliyor. Bunun mali değeri ise yıllık 52 milyar Euro. Bisiklete binmenin tıbbî olarak ispatlanmış yararlarından birisi de diyabet (tip 2), meme kanseri, kardiyovasküler hastalıklar, kolon kanseri ve osteoporoz gibi hastalıklara yakalanma riskini de düşürüyor olması. Bu faydalar da eklenince sağlık anlamında ortaya çıkan fayda 74 milyar Euro’yu buluyor ki bu miktar, İspanya’nın yıllık sağlık harcamasından fazla.
İşe düzenli olarak bisiklet ile gidip gelen çalışanların, yıllık bazda daha az hastalandıkları için işe devamsızlık seviyeleri diğer çalışanlara göre üçte bir oranında daha az. Bu veriyi işvereninize söylemelisiniz.Okula bisiklet ya da yürüyerek giden çocukların sınıfa vardıktan sonra ilk 4 saat boyunca konsantrasyon ve öğrenme kapasiteleri, okula araba ile gelen çocuklara göre %8 daha fazla. Yani çocuk okula bisiklet ile gidince daha çok öğreniyor diyebiliriz rahatlıkla.
Türkiye'de Bisikletle Ulaşım
Peki benzeri veriler ülkemizde bulunuyor mu? Daha doğrusu şunu sormak gerekiyor “Bisikletli ulaşımın verisi Türkiye’de ölçülüyor mu ve değerlendiriliyor mu?” Doğrusunu söylemek gerekirse sadece bisiklet değil birçok alanda veri ile aramız pek iyi değil. Veri elde ediyor olsak da bunların yorumlanması ve görselleştirilmesi için “açık veri” halinde sunulması noktasına da henüz gelemedik. Peki hiç mi veri yok? Elbette var. İstanbul ve İzmir’in bu anlamda bazı verileri mevcut.
İlk önce İstanbul için elde edilen bazı verilere bakalım. Daha önce İstanbul Büyükşehir Ulaştırma Daire Başkanlığı yapmış, Türkiye’de “Ulaştırma Mühendisliği” kavramının oluşmasında önemli görevler yerine getirmiş Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, 2018 yılında yaptığı bir sunumda Türkiye ve İstanbul için bazı önemli verilere yer veriyor. (3) Enerji Bakanlığı'nın 26 şehirde ve 2600 kişi üzerinde yaptığı ankete göre;
“Bisiklet bir oyuncak mı yoksa bir ulaşım aracı mı?” sorusuna katılımcıların %66,7 sini ulaşım aracı cevabını vermiştir.
“Güvenli yollar olsaydı kısa mesafeli seyahatlerinizde bisiklet kullanır mıydınız?” sorusuna katılımcıların %53 ü evet demiştir.
Ülkemizde bisikletin toplu ulaşım sistemlerinde kullanım oranının %25 olması durumunda sadece enerjiden elde dilecek tasarruf miktarı yaklaşık 24 milyar Dolar’dır.
İstanbul’da tüm araçlar içerisinde bisiklet kullanım oranının %10 a ulaşması durumunda enerjiden elde edilecek tasarruf miktarı yaklaşık 18 milyar Dolar’dır.
Bahçeşehir Üniversitesi'nde 9342 kişi üzerinde yapılan anket ile İstanbul’daki vatandaşların tercih ve görüşleri alınmıştır.
Buna göre ev-iş veya ev-okul arası bisiklet kullanıcı oranı %0,5’tir.
“İstanbul’un ulaşımına çözüm olacağını düşündüğünüz çözümü işaretleyiniz” anket maddesinde bisiklet %7 ile raylı sistemler (%11) ve akıllı ulaşım sistemleri (%8) önerileri sonrası üçüncü sırada yer almıştır.
Bu veriler içerisinde 24 ve 18 Milyar Dolar rakamları sanırım en çarpıcı olanları. Sadece bir boğaz geçiş köprüsü veya tünelinin maliyetinin 3-4 milyar Dolar olduğunu düşünürsek sanırım rakamların önemi daha anlaşılır olacaktır.
İzmir’de ise İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Körfezi kıyısı boyunca var olan bisiklet yolu ve sahil şeridinde yaya ve bisikletli sayaçları ile ölçüm yapmakta. Sistem ikinci yılında girmiş olmasına rağmen veriler kamuya açık değil. Ancak kamuya açık olmasa da elde edebildiğimiz bazı veriler var.
Örneğin 2018 yılı başında 6 sayaç ile devreye giren sistemin 2018 Kasım ayı bisiklet geçiş verisi tüm sayaçlarda toplamda 982.699. Bu sayaç başına geçişin 163.783 olması demek. İzmir’de 2018 yılının sonuna gelindiğinde bisiklet sayaçları 1 milyondan fazla bisiklet geçişini saymıştı. Benzeri veriyi aslında 2019 yılının Kasım ayında tekrar ele alarak karşılaştırma yapmak daha sağlıklı olurdu ancak 2019 Temmuz ayı ortasında iken elimizdeki veri aslında bize bir şeyler söylüyor.
2019 Temmuz ayı ortası itibariyle sayısı yediye yükselmiş olan sayaçlarda sayılan toplam bisiklet geçiş sayısı 819.174 adet. Sayaç başına ortalama geçiş ise 117.024 çıkmakta. Yedi sayacın şimdiye kadar 2019 yılı günlük geçiş ortalamaları 250-1500 arası olduğunu düşünürsek 2019 yıl sonu geçiş sayılarının 2018 yılının çok üstünde olacağını şimdiden söyleyebiliriz. Ancak isteriz ki bu veri yıllık, aylık, haftalık ve günlük bölümler halinde açık ya da talep edildiğinde ulaşılabilir olsun.
Bu en kaba haliyle aktardığımız sayaç verileri bile aslında bize bazı şeyler söylüyor. Sayaçların ölçüm yaptığı 2018 yılı başından bisiklet paylaşım sistemi Bisim’e bildiğimiz kadarıyla 2 istasyon daha eklendi. Bu eklemeler ile paylaşımlı bisiklet kullanımı arttı. Hatta dört milyona yaklaşan nüfusu ile İzmir’de paylaşımlı bisiklet sayısı çok az. Daha çok olsa daha çok kullanılacağını, arzın ardından hemen talebin oluşmasından anlayabiliyoruz. Sayaç verilerindeki artış sadece bisiklet paylaşım sistemi ile açıklanamaz. Genel bisiklet kullanımında da gözle görülür artış var. Doğru politikalar izlendiğinde bu sayı daha da artacaktır.
Bisikletle Ulaşımın Bireysel Faydaları
Gelelim işe bisiklet ile gitmenin bireysel fayda tarafına.
Günümüzde ulaşımın şehirlerin en önde gelen sorunu olduğu hepimizin malumu. Şehirlerimizdeki bu “ulaşamama” sorunu aynı zamanda çevre ve sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Zaman ilerledikçe de şehirlerimizin bu konuda daha iyiye değil kötüye gidiyor olmasının sebebi, ulaşımı trafik kavramı ile karıştırıyor olmamız. Ulaşımı insanların hareketi olarak görmek, tanımlamak ve ona göre politikalar oluşturmak yerine otomobillerin hareketi olarak görmek sorunu çözmüyor. En büyük ulaşım altyapısı yatırımlarımız otomobil ile ulaşıma yönelik.
Öte yandan Avrupa, Amerika ve Asya kıtalarındaki birçok ülke, şehirlerinde yaşadıkları bu sorunu çözmek için birkaç ilke üzerinden hareket ediyorlar. Bu ilkeler: Şehir merkezlerinde daha az özel araç kullanımı,
Daha konforlu ve yaygın toplu ulaşım,
Daha çok bisikletli ulaşım altyapısı ve yaya alanları.
Bunu aynı zamanda daha çok yol yaparak değil, yol azaltarak yani "yol diyeti" yaparak yürütüyorlar. Ülkeler şehirlerindeki bazı büyük bulvarları yayalaştırarak hem kentlerini daha yaşanabilir sağlıklı bir çerçeveye taşımayı amaçlıyorlar hem de bisikletli ulaşım altyapısı yatırımlarını yıldan yıla arttırarak bisikleti, ulaşımın güçlü bir alternatifi haline getirmeye çalışıyorlar.
Şehirleri, gelecekte oluşacak kötü koşullardan kurtarabilecek ulaşım araçlarından en önemlisi olan bisikletin ve işe bisikletle gitmenin bireye ve kente sağladığı birçok fayda var. Aslında sadece işe değil; okula, alışverişe, arkadaşlar ile buluşmaya bisiklet ile gitmekten bahsediyoruz. O zaman gelin hep birlikte işe bisiklet ile gitmenin hem kişisel hem de toplumsal faydalarına bakalım.
Bisikletle Ulaşımın Toplumsal Faydaları
Öncelikle bir yerden bir yere ulaşmak için bisikletin selesine oturup pedal çevirmeye başladığınızda, enerji, çevre ve sağlık alanlarında toplum açısından olumlu bir döngüyü başlatmış oluyoruz. Gidilen her kilometre, dönen her pedal toplumsal fayda barındırıyor. Bu faydalar ölçülebilir ve tanımlanabilir faydalar üstelik.
2019'un başında ECF (European Cycling Federation) yani Avrupa Bisiklet Federasyonu tarafından yayınlanan “The Benefits of Cycling” yani “Bisiklete Binmenin Faydaları” isimli rapor, bu konuda bize oldukça çarpıcı veriler sunmakta. (1) Rapor, Avrupa Birliği ülkelerinde, bisikletli ulaşım sayesinde ortaya çıkan faydaları yapılan araştırmalar ve ölçümler çerçevesinde somutlaştırıyor. Rapor aynı zamanda geçtiğimiz günlerde Bisikletli Ulaşım Derneği (BİSUDER) tarafından Türkçeye çevrilerek kamuoyu ile paylaşıldı. (2)
Raporda 28 AB ülkesi AB-28 olarak nitelendirilmekte. İlk aşamada bütüncül bir bakış ile Avrupa’da bisikletin yıllık katkısının 150 milyar Euro olduğu belirtilmiş. Oldukça yüksek bir rakam değil mi? Belki de nasıl olur diyenleriniz vardır. Bunun yanında ulaşımdaki yansımaların, karayolu taşımacılığının çevre, sağlık ve hareketlilik alanlarındaki maliyetinin de 800 milyar Euro olduğunun da altını çiziyor. Bisiklete binmenin yararlarının somutlaştığı 9 temel başlık içermekte rapor. Bu başlıklar:Çevre ve İlkim
İş ve Ekonomi
Sosyal İlişkiler
Enerji ve Kaynaklar
Teknoloji ve Tasarım
Hareketlilik
Sağlık
Zaman ve Alan
Kültürel Çeşitlilik
Kısa kısa her başlığa dair bazı verileri ortaya koyarak ilerleyebiliriz. AB-28 ülkelerinde işe bisikletle gidip gelmenin 16 milyon ton karbon emisyonunu önlediği tespit edilmiş. Bu miktar, Hırvatistan’ın tam bir yıllık emisyon salınım değerine eşit.
İşe bisiklet ile gidenlerin azalttığı hava kirliliğinin değeri 435 milyon Euro. Hava kirliliğinin AB-28'de yılda 400 bin ölüme neden olduğu belirtiliyor.
Yıllık yakıt tasarrufu miktarı da 3 milyar litreden fazla. Bu miktar İrlanda’nın karayolları taşımacılığında bir yılda harcadığı miktara eşit. Bisiklet ile işe gitmek “akaryakıt fiyatlarına zam” haberlerine artık aldırmamamız da demek aynı zamanda.İşe bisiklet ile gitmenin AB-28 ülkelerinde yılda 18.100 erken ölümü önlediği belirtiliyor. Bunun mali değeri ise yıllık 52 milyar Euro. Bisiklete binmenin tıbbî olarak ispatlanmış yararlarından birisi de diyabet (tip 2), meme kanseri, kardiyovasküler hastalıklar, kolon kanseri ve osteoporoz gibi hastalıklara yakalanma riskini de düşürüyor olması. Bu faydalar da eklenince sağlık anlamında ortaya çıkan fayda 74 milyar Euro’yu buluyor ki bu miktar, İspanya’nın yıllık sağlık harcamasından fazla.
İşe düzenli olarak bisiklet ile gidip gelen çalışanların, yıllık bazda daha az hastalandıkları için işe devamsızlık seviyeleri diğer çalışanlara göre üçte bir oranında daha az. Bu veriyi işvereninize söylemelisiniz.Okula bisiklet ya da yürüyerek giden çocukların sınıfa vardıktan sonra ilk 4 saat boyunca konsantrasyon ve öğrenme kapasiteleri, okula araba ile gelen çocuklara göre %8 daha fazla. Yani çocuk okula bisiklet ile gidince daha çok öğreniyor diyebiliriz rahatlıkla.
Türkiye'de Bisikletle Ulaşım
Peki benzeri veriler ülkemizde bulunuyor mu? Daha doğrusu şunu sormak gerekiyor “Bisikletli ulaşımın verisi Türkiye’de ölçülüyor mu ve değerlendiriliyor mu?” Doğrusunu söylemek gerekirse sadece bisiklet değil birçok alanda veri ile aramız pek iyi değil. Veri elde ediyor olsak da bunların yorumlanması ve görselleştirilmesi için “açık veri” halinde sunulması noktasına da henüz gelemedik. Peki hiç mi veri yok? Elbette var. İstanbul ve İzmir’in bu anlamda bazı verileri mevcut.
İlk önce İstanbul için elde edilen bazı verilere bakalım. Daha önce İstanbul Büyükşehir Ulaştırma Daire Başkanlığı yapmış, Türkiye’de “Ulaştırma Mühendisliği” kavramının oluşmasında önemli görevler yerine getirmiş Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, 2018 yılında yaptığı bir sunumda Türkiye ve İstanbul için bazı önemli verilere yer veriyor. (3) Enerji Bakanlığı'nın 26 şehirde ve 2600 kişi üzerinde yaptığı ankete göre;
“Bisiklet bir oyuncak mı yoksa bir ulaşım aracı mı?” sorusuna katılımcıların %66,7 sini ulaşım aracı cevabını vermiştir.
“Güvenli yollar olsaydı kısa mesafeli seyahatlerinizde bisiklet kullanır mıydınız?” sorusuna katılımcıların %53 ü evet demiştir.
Ülkemizde bisikletin toplu ulaşım sistemlerinde kullanım oranının %25 olması durumunda sadece enerjiden elde dilecek tasarruf miktarı yaklaşık 24 milyar Dolar’dır.
İstanbul’da tüm araçlar içerisinde bisiklet kullanım oranının %10 a ulaşması durumunda enerjiden elde edilecek tasarruf miktarı yaklaşık 18 milyar Dolar’dır.
Bahçeşehir Üniversitesi'nde 9342 kişi üzerinde yapılan anket ile İstanbul’daki vatandaşların tercih ve görüşleri alınmıştır.
Buna göre ev-iş veya ev-okul arası bisiklet kullanıcı oranı %0,5’tir.
“İstanbul’un ulaşımına çözüm olacağını düşündüğünüz çözümü işaretleyiniz” anket maddesinde bisiklet %7 ile raylı sistemler (%11) ve akıllı ulaşım sistemleri (%8) önerileri sonrası üçüncü sırada yer almıştır.
Bu veriler içerisinde 24 ve 18 Milyar Dolar rakamları sanırım en çarpıcı olanları. Sadece bir boğaz geçiş köprüsü veya tünelinin maliyetinin 3-4 milyar Dolar olduğunu düşünürsek sanırım rakamların önemi daha anlaşılır olacaktır.
İzmir’de ise İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Körfezi kıyısı boyunca var olan bisiklet yolu ve sahil şeridinde yaya ve bisikletli sayaçları ile ölçüm yapmakta. Sistem ikinci yılında girmiş olmasına rağmen veriler kamuya açık değil. Ancak kamuya açık olmasa da elde edebildiğimiz bazı veriler var.
Örneğin 2018 yılı başında 6 sayaç ile devreye giren sistemin 2018 Kasım ayı bisiklet geçiş verisi tüm sayaçlarda toplamda 982.699. Bu sayaç başına geçişin 163.783 olması demek. İzmir’de 2018 yılının sonuna gelindiğinde bisiklet sayaçları 1 milyondan fazla bisiklet geçişini saymıştı. Benzeri veriyi aslında 2019 yılının Kasım ayında tekrar ele alarak karşılaştırma yapmak daha sağlıklı olurdu ancak 2019 Temmuz ayı ortasında iken elimizdeki veri aslında bize bir şeyler söylüyor.
2019 Temmuz ayı ortası itibariyle sayısı yediye yükselmiş olan sayaçlarda sayılan toplam bisiklet geçiş sayısı 819.174 adet. Sayaç başına ortalama geçiş ise 117.024 çıkmakta. Yedi sayacın şimdiye kadar 2019 yılı günlük geçiş ortalamaları 250-1500 arası olduğunu düşünürsek 2019 yıl sonu geçiş sayılarının 2018 yılının çok üstünde olacağını şimdiden söyleyebiliriz. Ancak isteriz ki bu veri yıllık, aylık, haftalık ve günlük bölümler halinde açık ya da talep edildiğinde ulaşılabilir olsun.
Bu en kaba haliyle aktardığımız sayaç verileri bile aslında bize bazı şeyler söylüyor. Sayaçların ölçüm yaptığı 2018 yılı başından bisiklet paylaşım sistemi Bisim’e bildiğimiz kadarıyla 2 istasyon daha eklendi. Bu eklemeler ile paylaşımlı bisiklet kullanımı arttı. Hatta dört milyona yaklaşan nüfusu ile İzmir’de paylaşımlı bisiklet sayısı çok az. Daha çok olsa daha çok kullanılacağını, arzın ardından hemen talebin oluşmasından anlayabiliyoruz. Sayaç verilerindeki artış sadece bisiklet paylaşım sistemi ile açıklanamaz. Genel bisiklet kullanımında da gözle görülür artış var. Doğru politikalar izlendiğinde bu sayı daha da artacaktır.
Bisikletle Ulaşımın Bireysel Faydaları
Gelelim işe bisiklet ile gitmenin bireysel fayda tarafına.
saving score / loading statistics ...